top of page

Ejder kafesten çıktı, durur mu?


(Önce Çin Ejderi üstüne iki cümle: Çin geleneğinde ejder figürü, güç, adalet, yardımseverliğin sembolü. Çin Hükümdarlığı ve onun temsilcisi İmparatorlar bir biçimde ejder ile ilişkilendirilir.)

Buyurun, ejderin gölgesinde konumuza girelim. 2018 yılı Ocak ayıydı, kapalı kapılar ardında yapılan bir toplantıda Trump, Haiti, El Salvador ve Afrika ülkeleri için “shithole countries” dedi. Çok ayıp…! Biz buna “boktan ülkeler” diyelim, zira terbiyemiz “bok deliği ülkeler” demeye uygun değil.

“Kulağınla duydun mu…?” Duymadım, duyanların yalancısıyım. Başkan bu yakıştırmayı kullanırken niyeti, bu ülkelerden gelenleri sınır dışı etmekmiş. “Geldikleri yere gitsinler” diyor yani.

ABD’nin afedersin, “shithole” dediği ülkeler için o sırada Çin ne yapıyordu? Ejder açmış kanatlarını, şefkat-yatırım karışımı bir akılla ortalığı sarıp, sarmalıyordu. Bildiğiniz gibi değil. Trump, Üçüncü Dünya garibanlarına sepet havası çalarken, Güneydoğu Asya, Afrika, Güney Amerika ve Orta Doğu'da yollar, şehirler, havaalanları, enerji tesisleri, tarımsal yatırımlar, hizmet altyapısını düzeltmeye yönelik destekler yapmakla meşguldü Çin. Bir taraftan bakılırsa, Şi(Xi) Hanedanlığı ile altın devrini yaşıyor Çin. Hanedanlık mı…? O da nereden çıktı…? Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, aynı zamanda (Çin Kominist Partisi’nin de Genel Sekreteri) Modern Çin'i kuran liderlerden, Şi Zhongxun'un oğlu. Baba'nın taaa Kızıl Ordu'dan gelen bir geçmişi var. Önemli bir şahsiyet.

Baba'nın bir diğer önemli evladı (kızı) Qi Qiaoqiao. Qi kendini iş alemine adamış. Özellikle madencilik ve emlak sektörü. Abla’nın yolsuzlukları mı varmış…? O ne biçim laf…? Ejderde yolsuzluk olmaz. Bak bizde var mı…? Bizde yoksa, onlarda hiç olmaz, eski komşuyuz nitekim. Şi’nin gözlerden uzak tutulan, 1992 doğumlu bir kız evladı var ki Harvard’da okumuş. Maşallah...!

Kim tutar bu aileyi …? Trump mı…?

Steve Hanley, bir makalesinde şunları söylüyor: “Çin'in savaş sanatı konusundaki efsanevi ismi Sun Tzu, çatışmalar hakkında demişki: ‘Düşmanı ve kendinizi tanıyorsanız, yüz kere de savaşsanız sonuçtan korkmanıza gerek yok. Kendinizi tanıyorsunuz ama düşmanı tanımıyorsanız, kazandığınız her zafer için bir yenilgiye uğrarsınız. Ne düşmanı ne de kendinizi tanıyorsanız, her savaşta yenilirsiniz.” Stave soruyor, “Şu anki ABD hükümeti düşmanını biliyor mu? Bugün, ABD ekonomi politikasından sorumlu insanlar, en üstteki kişiden başlayarak, bir şey bilmediklerini bile bilmiyorlar. Fakat Çinlilerin düşmanlarını çok iyi tanıdıklarına ve Sun Tzu'nun yüzyıllar önce ortaya koyduğu mücadele kurallarını takip ettiklerine eminim. Kuşkusuz şu aksiyonu da biliyorlar: “Rakibiniz sinirli ve öfkeliyse, onu tahrik etmeye devam edin. Zayıfmış gibi davranın, bırakın kibri büyüsün.” Çin ve ABD arasındaki rekabetin değerlendirilmesinde ulusal bütçelerin / alacak-verecek hesaplarının kriter olamayacağı anlaşıldı. Gelecek için teknolojiler, küresel işbirlikleri ve kaynaklara (özellikle değerli madenler) ulaşabilirlik gibi pek çok etken hesaba katılarak değerlendiriliyor, ‘kim kimin önünde?’ sorusu.

Ve Çin ejderi bu başlıkların her birinde, önlenemez bir şekilde ilerliyor. Buyurun Afrika yatırımları. ABD için "shithole" olan Afrika, Çin'in en büyük ekonomik ortağı oldu. Çin'in Sahra altı Afrika'daki yatırımları 2005'den 2018'e kadar 299 milyar dolar olmuş, 2018 yılında da 60 milyar dolar. Borç batağı mı? Emperyalist tuzak mı? Kol - kanat germe / kardeşlik mi?

En azından "shithole" demedi. Dediyse de, kimseye duyurmadı. Değil mi ama, önemli....?

Neden Afrika? Çünkü Çin ekonomisi malum dev bir ejderha, hızla büyüyor ve ejderi besleyecek kaynak/hammade lazım. Maden lazım, petrol lazım, gıda lazım… Afrika madenler açısından iştah kabartacak durumda. Söylenene göre, tüm Dünya’nın platin ve kobalt rezervlerinin %90’ı, altının yarısı, manganezin üçte ikisi, uranyumun %35’i Afrika’da. Ayrıca, cep telefonları başta olmak üzere, elektronik cihazlarda kullanılan önemli bir mineral olan koltan’ın Dünya rezervinin yaklaşık% 75'i de Afrika’da.

Afrika’da iş alan Çin’li şirketlerin çoğu devlet şirketleri ve bu şirketler Çin devletinden önemli destekler alıyorlar, bu da rekabet güçlerini artırıyor. Çin, ayrıca Afrika’da ulaşım, enerj, liman hizmetleri, telekominikasyon gibi kilit altyapı işlerine de ciddi destekler veriyor.

"Shithole" demedi, bak burası önemli.

Buyurun ünlü “Kuşak Projesi”. Çinlilere göre, bu proje "çok taraflı bir orkestranın çaldığı muhteşem bir senfoni." Batılılara göre, "Bu Çin'in sosyal ve ekonomik genişleme stratejisi". Hindistan başbakanı Narendra Modi'ye göre, Pekin bu projeyle diğer milletlerin egemenliğini zayıflatmaya çalışıyor. Her yıl için Çin 150 milyar dolar para koymuş ortaya. Pekin'den Londra'ya hızlı tren olacak diyorlar mesela. "Çin bu işe toplamda 900 milyar dolar bütçe ayırdı" diyor, ünlü kredi derecelendirme kuruluşu Fitch. Büyük para...!

Bu modern ipek yolu projesinin içinde, biri karadan diğeri denizden ilerleyen iki ana eksen var. Her iki eksende de, küçük (ara) segmentler halinde koridorlar var. Mesela Kazakistan, Çin, Tacikistan, Özbekistan koridoru var, Hazar Denizi koridoru var, Kafkas var ... Koridorlarda neler var? Mesela, Pakistan - Çin hattında, Çin 67 milyar dolar para koydu ortaya. Pakistan'a yollar, enerji santralleri, demir yolları, fabrikalar yapılmaya başlandı. Neden? İddia o ki, Çin Pakistan ve Bangladeş üzerinden kara ve demir yolları ve hatta enerji boru hatları ile Umman Denizi ile Bengal Körfezine iniyor. Sözlenene göre bunun ardındaki sebep, kendi arz ve tedarik güvenliğini güçlendirmek.

Bir taraftan Afrika’yı evlat edindi, evladı ile kurduğu ilişkileri geliştirip, o pazarın yollarını güçlendiriyor. Bu arada biliyoruz ki, Çin Avrupa'da da büyük satın almalar yapıyor. Madenler, limanlar, futbol takımları, enerji santralleri ...

Türkiye projenin neresinde? Cumhurbaşkanı Erdoğan 2017 yılında Xi'nin liderler davetine katılarak Putin ve Xi ile üçlü görüşme yaparak, Türkiye'nin projenin parçası olduğunu açıklamıştı. Bizim üçüncü köprü, otobanlar, tüp geçit, Trans Kafkasya tren yolu ve oto yolu ... Hep bu projeyle bağlanıyor.

İşin kültür boyutu da başka hikaye. Siz hiç Konfüçyus Merkezini duydunuz mu? Bir tür Çin Kültür Merkezi. Hani İtalyan Kültür, Amerikan Kültür, falan var ya..? Kendi ülkelerinin kültürlerini tanıtan kurumlar bunlar. Ülkelerde bir, bilemedin iki adet açıyorlar. Çin bu konuda da hızlı girdi piyasaya. Dünyada 560 Komfüçyus Merkezi (enstitüsü) açtılar. 2020 hedefleri altı kıtada 1000 merkezdi, hedefi çoktan aştılar. Milyonlarca insana Çince öğretiyorlar.

ABD bu işi geç de olsa uyandı ve 100'ün üzerindeki üniversitede açılmış olan merkezlerin 29'u kapandı, diğerlerinde de yoğun itirazlar var. Ya Türkiye de…? Benim bildiğim ODTÜ, Boğaziçi, Okan Ünv. gibi okullarda var. Daha da vardır belki.

Tüm Dünyada, aç bir ejderha olarak ilerliyor Çin. Sadece izliyoruz.

Sanıyoruz ki, lanet emperyalistler günlerini görecekler. Büyük oyun bozulacak, yeni "adil" Dünya düzeni kurulacak … İş pek öyle olmayacak. Çin ejderinin kuracağı düzenin nasıl bir sömürüye dayanacağını tahmin etmek hiç de zor değil. Nasıl bir “hepsini yiyip, yutma” arzusuyla karşılaşacağız, bildiğiniz gibi değil. Trump’ı mumla arar mıyız..?

Bence ararız.

Yazıyı bitirmeden önce, bir ilginç rekabet konusuna daha değinelim: Kuantum. Pek çok uzmanın gözünden kaçan bir alan, “kuantum”. Taraflar kuantum alanında ne durumdalar? Forbes Dergisi’nin Ekim 2019 sayısında konuyu Paul Smith-Goodson yazmıştı. Özet olarak Goodson diyor ki, “Son iki yılda, Çin kuantum araştırma hızını agresif bir şekilde artırdı. Başkan Şi Cinping, 2016 yılında Çin'in teknolojik olarak kendine güvenmesi için ulusal bir strateji oluşturdu. Çin'in ana hedeflerinden biri ABD'yi aşmak ve küresel yüksek teknoloji lideri olmaktır. Başkan Xi, 2030 yılına kadar önemli kuantum atılımları gerçekleştirme beklentisiyle milyarlarca dolarlık bir mega kuantum projesini finanse etti. Araştırma laboratuvarlarında silah yerine beyinler ve asker yerine bilim insanları tarafından yapılacak kuantum savaşına tanık oluyoruz. Her iki ülke de dünyadaki en yıkıcı kuantum savaş teknolojisini geliştirmek için amansız bir mücadele veriyorlar. Amerika Birleşik Devletleri kaybederse, uzun vadeli etki ürpertici olacaktır…”.

Nerde ürperti olacak...? Mesela, silah - savaş işlerinde. Çin askeri telekomünikasyon ağlarını kuantum ağlarına geçirecek ve bu da ABD'nin mevcut gözetim seviyesini sürdürmesini zorlaştıracak. Şu anda deney aşamasında olan kuantum radar tam olarak geliştikten sonra, ABD'nin gizli teknolojideki liderliğini tehdit edebilecek. Bu, B-2 Spirit, F-22 Raptor, F-35 Lightning II ve diğer müttefik gizli uçaklar gibi güçlerini savunmasız kılacak. Kuantum radarı, uçağın türünü veya uçağın taşıdığı silahları da belirleyebilir. Ayrıca savaş ortamlarında ABD'nin elektromanyetik alan üzerindeki hakimiyetini tehlikeye atabileceği düşünülüyor. Bunlar bizim duyduklarımız, muhtemelen buz dağının tepesinde bir zerre bu söylenenler.

Geçenlerde yine bir yabancı kaynakta okumuştum, Başkan Şi ülkede resmi kurumlarda kullanılan tüm IT altyapısının yerli donanıma dönüştürülmesini emretmiş, bu da IBM, Apple, Microsoft, Dell gibi milyonlarca yabancı menşeli malzemenin ve uzun vadeli yatırımların sona ereceği anlamına geliyor. Amaç sadece yerli malı kullanalım değil, bilgi transferi/casusluğu için, yerli malzemenin daha güvenilir olduğunu düşünmeleri.

Son olarak şunu söyleyeyim, şu anda 1 milyar 420 milyon olan Çin nüfusunun, 2050 yılında 1.348 milyon, 2100 yılında da 1 milyara düşeceği ve düşüşün devam edeceği varsayılıyor. 2100’de en kalabalık ülke Hindistan olacak.

Ejder bir yandan büyürken bir yandan da kilo problemini çözüp, atletik bir yapıya bürünüyor.

Kaynaklar:

https://www.economist.com/special-report/2020/02/06/china-wants-to-put-itself-back-at-the-centre-of-the-world

https://www.hrw.org/news/2020/01/27/us-universities-close-confucius-institutes-whats-next

https://www.forbes.com/sites/moorinsights/2019/10/10/quantum-usa-vs-quantum-china-the-worlds-most-important-technology-race/#1968918c72de

https://www.newyorker.com/magazine/2020/01/13/the-future-of-americas-contest-with-china

https://countryeconomy.com/countries/compare/china/usa


öne çıkanlar
en yeniler
arşiv
etiketler
Henüz etiket yok.
takip edin:
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • images
bottom of page