tür tür Anadolu - akademisyenler
(Dikkat! Ülkemizde hali hazırda bir avuç kalmış üretken bilim insanları bu yazının dışındadırlar; diğer yandan da herkes bu avuca sığışmaya kalkmasın, yerimiz dar).
Saygıdeğer baylar ve bayanlar, merdivenden kayanlar.
Bu yazıda sizlere, ülkemizin zengin tür çeşitliliği içinde en az ‘bürokrat’ kadar müstesna bir yeri olan ‘akademisyen’ türünü tanıtmaya çalışacağım.
Akademisyenler aslında tıpkı leylekler ve kurbağalar gibi tüm dünyada rastlanan bir canlı türü olup, Anadolumuzda, bize özgü bir endemik alt tür bulunmaktadır ki bunlara Latince’de academiskus melanocephalus (siyahbaşlı akademisyen) adı verilmiştir.
A. melanocephalus Dünyadaki diğer benzerlerinden “her şeyi bilme-bulma” özellikleriyle ayırt edilirler.
Bir nevi ermişlikleri vardır (eh artık bu topraklarda yetişip de erememek ayıp).
Biyolojik özelliklerine gelince, eşeysiz ürerler, hem yumurtlar, hem doğururlar.
Benzerleri bu evrende de paralellerde de bulunmaz.
Üreme dönemleri yaklaşınca, kendi kendilerine kur yaparlar. Kur davranışı olarak kabarma - büzülme hareketi sergileyerek, üste çıkma arzularını beyan ederler. Üste çıkmanın üremede bir işlevi olmasa da, sanki varmış gibi bu arzu sergilenir.
Larvalarına “meraklı”, gençlere “doktor”, erişkinlere “prof”, ermişlere de "ordinaryüs" denir.
Larva dönemlerini çevreyi izleyerek ve erişkinlerin çantalarını taşıyarak geçirirler. Bu dönemde çevreleri için tehlikeli değillerdir. Genç ve erişkin bireylerde bariz bir tür bilinci gözlenir ve bu dönemler genellikle koza içinde geçer. Kozalarını en yakındaki masa veya sandalye üstünde kurarlar ve sabırla henüz ne olduğu bilinmeyen bir şeyi beklerler.
Başlıca besin kaynakları, adına sistem denilen, çürümekte olan değerlerin topyekûnundan müteşekkil bir niştir. Academiskus melanocephalus istilacı ve baskın bir türdür, normal academiskus'lara göre fazla ürerler, adaptasyon yetenekleri olağanüstüdür, her yerde yaşar ve her haltı yerler. Bu nedenle de, kıyamete dek varlıklarını sürdürecekleri konusunda bilim camiasında genel kabul vardır.
Varoluş nedenlerini, adına ‘yayın-makale-rapor’ dedikleri yazılı belgeleri türetmek olarak tanımlarlar. Birbirleriyle kavga ederek iletişim kurarlar ve kendi kendilerinin predetörleridirler.
Yalan söylerken yüzü kızarmasın diye, evrimsel olarak yüzlerinde renk pigmenti gelişmemiştir.
Gözleri diğer insanlar gibi önde değil yüksektedir, bu nedenle de önlerini pek göremezler. Çeşitli inançları olmakla birlikte en çok rağbet göreni danışmanlık tarikatıdır. İnançları gereği burunlarından kıl aldırmazlar.
Yaşamları boyunca aldıkları tek zevk birkaçının bir araya gelip diğer bir kaçını çekiştirdiği anlardır.
Genel özellikleri böyle açıklanabilecek olan academiskus melanocephalus’lar, bazı özel öneme sahip bireylerce temsil edilirler. Her şeyi bilen diğer bireylerinden daha çok şey bildikleri için, bu özel öneme sahip bireylere halk arasında “bilirkişi” denir.
Bu bilirkişiler zaman zaman raporlar yayınlayıp, bilirmişliklerini –bu bir nevi ermişlik gibidir- kanıtlarlar. Raporları genellikle iktidar denilen bir odağın yolunu temizlemeye yarasa da, bu sayede kendi yollarını da açarlar.
Anadolu bu günleri gördüyse, kendilerine çok şey borçludur.
